DEVAM: 7- ÖGLE VE
İKİNDİ NAMAZLARINDAKİ KIRAAT BABI
حَدَّثَنَا
يحيى بْن
حكيم.
حَدَّثَنَا
أبو داود
الطيالسي.
حَدَّثَنَا
المسعودي.
حَدَّثَنَا
زيد العمي،
عَن أبي نضرة،
عَن أبي سعيد
الخدري؛
قَالَ:
-
اجتمع ثلاثون
بدرياً من
أصحاب رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ
فقالوا:
تعالوا حتى
نقيس قراءة
رَسُول اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ
فيما لم يجهر
فيه من الصلاة
فما اختلف
منهم رجلان. فقاسوا
قراءته في
الركعة
الأولى من
الظّهر بقدر
ثلاثين آية.
وفي الركعة
الأخرى قدر
النصف من ذلك.
وقاسوا ذلك في
العصر على قدر
النصف من
الركعتين الأخريين
من الظّهر.
فِي
الزَوائِد:
إسناده ضعيف.
زيد العمى
ضعيف. والمسعودي
اختلط بآخر
عمره. وأبو
داود سمع منه
بعد الاختلاط.
Ebu Said-i Hudri
(r.a.)'den şöyle demiştir:
Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabından Bedir savaşına katılmış olan otuz
zat toplanarak birbirlerine :
Geliniz
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in açıktan okumadığı namazdaki
kıraatinin tahminen (kaç ayet kadar olduğunu) hesaplayalım, dediler. Onlardan
iki kişi bile ihtilafa düşmeyerek Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in öğle
namazının birinci rek*atindeki kıraatini otuz ayet kadar ve son rek'atindeki
kıraatini onun yarısı kadar olarak tahmin ettiler İkindi namazındaki kıraatini
da öğle namazına ait son iki rek'atin (kıraatinin) yarısı kadar tahmin
ettiler."
Not: Zevaid'de:
Bunun isnadı zayıftır, Çünkü ravi Zeyd el-Ammi zayıflır.
El-Mesudi de
ömrünün sonlarında ihtilat'a düşmüştür. Bu belirdikten sonra Ebu Davud ondan
hadis işitmiş, diye bilgi verilmiştir.
Bu Hadis’i
Kütüb-i sitte’den sadece İbn-i Mace tahric etti.
AÇIKLAMA (828, 826, 827 ve 828): 825 nolu Ebuı
Said-i Hudri (r.a.)'in hadisini Müslim ve Nesai de rivayet etmişlerdir.
826 nolu Habbab
(r.a.)'ın hadisini Buhari, Ebu Davud, Nesai ve Tahavi de az lafız farkıyla
rivayet etmişlerdir.
Buhari'nin
rivayetinde, soru sahibi Habbab (r.a.)'a: Resulullah (s.a.v.l öğle ve ikindi
namazlarında okuyor muydu? diye soru sormuştur. Galiba öğle ve ikindi
namazlarında açıktan kıraat olmadığı için Ebu Ma'mer (r.a.) ve arkadaşları, bu
iki namazda kıraat olmadığı için Ebu Ma'mer (r.a.) ve arkadaşları, bu iki
namazda kıraat olmadığını zannettikleri için bu konuda sağlam bilgi edinmek
üzere Habbab (r.a.)''a soru yöneltmişlerdir. Habbab (r.a.)'de Nebi (s.a.v.)'in
mübarek sakalının hareket etmesinden, O'nun, anılan namazlarda kıraat ettiğini
bildiklerini söylemiştir. Lakin mubarek sakalının hareketi, kıraata delalet
etmek için yeterli değildir. Çünkü Nebi (s.a.v.)'in tesbih ve zikirle meşgul
olmuş olması muhtemeldir. Bu nedenle kıraatı kesinlikle ispatlayan başka bir
alamete ihtiyaç vardır. Habbab (r.a.)'ın mezkur namazları cehri namazlara
kıyasladığı umulur. Ebu Katade (r.a.)'in 829 nolu ve Bera' bin A'zib (r.a.)'in
830 nolu hadislerinde bu zatların Nebi (s.a.v.)'in, öğle namazını kıldırırken
okuduğu ayetlerin bir kısmını zaman zaman işittiklerini bildirmektedirler. Bu
bilgi Habbab (r.a.)'ın açıkladığı alamete eklenince mesele iyice açıklık
kazanır. Şu halde Habbab (r.a.) cevabı kısa kesmiş olur.
HABBAB
(R.A.)'IN HADİS'İNİN FIKIH YÖNÜ :
1- Öğle ve
ikindi namazlarında kıraatın varlığı sabittir.
2- Bu
namazlardaki kıraat gizlidir.
3- İmam'a uyan şahıs,
imarn'ın hareketlerini ve duruşlarını görebilmek için, başını döndürmeden göz
ucuyla imam'a bakabilir.
827 nolu Ebu
Hureyre (r.a.)'in hadisini Ahmed ve Nesai de rivayet etmişlerdir. Nesai'nin
rivayetinde, Ebu Hureyre (r.a.)'in, namaz kılışını övdüğü zatın, Medine'deki
bir imam olduğu ve Ebu Hureyre (r.a.)'in ravisi Süleyman bin Yesar'ın, bu
zat'ın arkasında namaz kıldığı ve sabah namazında Tıval (uzun), akşam namazının
ilk iki rek'atınde Kısar (kısa)ve yatsı namazının ilk iki rek'atinde Evsat (orta
uzunluktaki) bölümlerindeki sureleri okuduğu bildirilmiştir.
Uzun, orta ve
kısa surelere dair bilgi için 833 nolu hadisin izahına bakın.
828 nolu Ebu
Said-i Hudri (r.a.)'in hadisine gelince, notta işaret edildiği gibi Kütüb-i
Sitte sahiplerinden yalnız Müellifimiz (İbn-i Mace) tarafından rivayet edilmiş
olup, isnadı zayıftır. Bunun metnine göre Ebu Said-i Hudri (r.a.)'in hazır
bulunduğu Bedir ehlinden otuz kişilik Sahabiler cemüati, Nebi (s.a.v.)'in, öğle
ve ikindi namazıarındaki kıraat miktarını tahminen hesaplamak için yaptıkları
görüşme neticesinde öğle namazının ilk rek'atindeki kıraat miktarını otuz ayet
kadar ve son rek'attaki kıraat miktarını bunun yarısı yani onbeş ayet kadar
tahmin etmişlerdir. İkindi namazındaki kıraat miktarının da, öğle namazının son
iki rek'atindeki kıraat miktarının yarısı kadar olduğunu tahmin etmişlerdir.
Öğle'nin son rek'atindeki kıraat miktarı onbeş ayet kadar tahmin edildiğine
göre ikindi namazındaki kıraat miktarının bunun yarısı kadar, yani her rek'atte
yedi sekiz ayet kadar olduğu manası çıkar. Hadisin zahirinden bu netice alınır.
Halbuki Müslim, Ebu Davud, Nesai, Ahmed ve Tahavi'nin Ebu Said-i Hudri
(r.a.)'den rivayet ettikleri hadise göre ikindi namazındaki kıraat miktarı,
burada belirtildiği gibi değildir. Şöyle ki: Müslim'in rivayetinde Ebu Said-i
Hudri (r.a.) mealen şöyle demiştir:
«Nebi (s.a.v.),
öğle namazının ilk iki rek'atinin her birisinde otuz ayet kadar ve son
rek'atlerde onbeşer ayet okurdu. Yahut demiştir ki: Bunun yarısı kadar okurdu.
İkindi namazının ilk iki rek'atinin her birisinde onbeş ayet kadar ve son iki
rek'atinde bunun yarısı kadar okurdu."
Ebu Davud ve
anılan diğer zatların rivayeti de Müslim'in rivayetine benziyor.
Görülüyor ki bu
rivayetlerden anlaşıldığı gibi Nebi (s.a.v.)'in ikindi namazının ilk iki
rek'atindeki kıraat miktarı, öğle namazının son iki rek'atindeki kıraat kadar
imiş. Yani her rek'atteki kıraat miktarı onbeş ayet kadarmış. İkindi namazının
son iki rek'atindeki kıraat bunun yarısı kadarmış.
El-Menhel
yazarının 'Dört rek'atli namazın son iki rek'atini hafifletmek babı'nda rivayet
olunan Ebu Said-i Hudri (r.a.)'in hadisini açıkladıktan sonra, Tahavi'den
naklettiği ve baş kısmı Müellifin 828 nolu hadisine benzeyen Ebu Said-i Hudri
(r.a.)'in hadis metni yukarıya mealini aldığımız Müslim'in rivayetine uygundur.
Bu rivayet şöyledir:
«Ebu Said-i
Hudri (r.a.)'den rivayet edildigine göre şöyle demiştir:
Nebi
(s.a.v.)'in ashabından otuz zat toplanarak: Geliniz, Resulullah (s.a.v.)'in
açıktan okumadığı namazlardaki kıraatini tahminen hesaplıyalım, dediler.
Onlardan iki kişi bile ihtilaf etmeyerek Nebi (s.a.v.)'in öğle namazının ilk
iki rek'atindeki kıraatını otuzar ayet kadar ve son iki rek'atindeki kıraatini,
bunun yarısı kadar: ikindi namazının ilk iki rek'atindeki kıraut miktarını,
öğ]e namazının ilk iki rek'atindeki kıraatın yarısı kadar ve ikindinin son iki
rek'atindeki kıraat miktarını öğlenin son iki rek'atindeki kıraatin yarısı
kadar olmak üzere tahminen hesapladılar.»
Müslim'in 'Öğle
ve ikindi namazındaki kıraat' babı'ndaki hadisler bahsinde Nevevi özetle şöyle
der:
«Bu babtaki
hadisler, Nebi (s.a.v.)'in namazı uzattığına delalet ederler Buhari ve
Müslim'de bulunan ve başka bablarda rivayet edilen diğer bazı hadislerde Nebi
(s.a.v.) namazı tam kılmakla berabel', herkesten daha hafif kıldırırdı ve:
''Ben namaza
girerim, onu uzatmak isterim. Biraz sonra çocugun ağlama sesini işitirim de
çocuğun annesinin, kendi namazını şaşırmakla fitneye düşmesinden korkarak
namazımı hafifletirim.'' buyurmuştur.
Alimler: Durumların
değişikliğine göre Nebi (s.a.v.)'in, namazını uzatması ve kısaltması değişirdi.
Cemaat, uzatmayı tercih ettiği ve ne onların ne de Nebi (s.a.v.)'in işi
olmadığı zaman Nebi (s.a.v.) namazı uzatırdı. Durum böyle olmadığı zaman namazı
hafifletirdi. Bazen uzatmak isterdi fakat çocuğun ağlaması gibi bir durum
doğunca, uzatmaktan vazgeçerdi. Bazen de vaktin başında değil içinde namaza
girerdi. O zaman da hafif kıldırırdı.
Bazıları: Nebi
(s.a.v.), bazen uzatırdı. Bu nadir olurdu, Ekseriyetle hafif kıldırırdı. Çünkü
efdal olanı hafif kıldırmaklı. Uzatmanın caizliğini bildirmek içinI bazen de
uzatırdı Nitekim şöyle buyurmuştur:
''Sizden
bazıları kaçırıcıdır. Hanginiz halk'a namaz kıldırıı'sa hafifletsin.
Çünkü içlerinde
hasta, zayıf ve ihtiyaç sahibi vardır., demişIeıdir.
Bazıları da
Fatiha'dan sonra okunan ayetlerin belirli bir miktarının söz konusu olmadığını
beyan etmek için: Nebi (s.a.v.) bazen kıraatını uzatmış, bazen de kısa
kesmiştir. demişlerdir.
Hulasa (özetle)
namazı hafif kıldırmak sünnettir.
AlimIerin
beyanına göre sabah namazı, bütün namazlardan daha fazla uzatılmalıdır. Bundan
sonra öğle namazı uzatılmalıdır. İkindi ve yatsı namazıarı öğle namazından kısa
kesilmelidir. En hafif nama akşam namazı olmalıdır ..